Ahmed Arif – Adiloş Bebe

Eklenme Tarihi: 12.12.2024

Varamaz elim

Ayvasına narına can dayanamazken

Kırar boynumu yürürüm

Kurdun kuşun bileceği hal değil

Sormayın hiç

Laaaal

Kara ferman çıkadursun yollara

Yarin bahçesi tarumar

Kan eder perçem

Olancası bir tutam can

Kadasına belasına sunduğum

Ben öleydim looy

Elim boş

Ayağım pusu

Bir ben bileceğim oysa

Ne afat sevdim

Bir de ağzı var dili yok

Diyarbekir Kalesi

Açar

Kan kırmızı yediverenler

Ve kar yağar bir yandan

Savrulur Karacadağ

Savrulur zozan

Bak bıyığım buz tuttu

Üşüyorum da

Zemheri de uzadıkça uzadı

Seni baharmışın gibi düşünüyorum

Seni Diyarbekir gibi

Nelere nelere baskın gelmez ki

Seni düşünmenin tadı

Hamravat suyu dondu

Diclede dört parmak buz

Biz kuyudan işliyoruz kaba kacağa

Çayı kardan demliyoruz

Anam sır gibi saklar siyatiğini

Yel der baharın geçer

Bacım ikicanlı ağır

Güzel kızdır bilirsin

İlki bu bir yandan saklı utanır

Ve bir yandan korkar

Ölürüm deyi

Bir can daha çoğalacağız bu kış

Bebeğim neremde saklayım seni

Hoş gelir

Safa gelir

Ahmed Arif’in yeğeni

Doğdun

Üç gün aç tuttuk

Üç gün meme vermedik sana

Adiloş Bebem

Hasta düşmeyesin diye

Töremiz böyle diye

Saldır şimdi memeye

Saldır da büyü

Bunlar

Engerekler ve çıyanlardır

Bunlar

Aşımıza ekmeğimize

Göz koyanlardır

Tanı bunları

Tanı da büyü

Bu namustur

Künyemize kazınmış

Bu da sabır

Ağulardan süzülmüş

Sarıl bunlara

Sarıl da büyü